• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/vehbiaksit
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=5321561576
  • https://www.twitter.com/vehbiaksit
  • https://www.instagram.com/vehbiaksit
  • https://www.youtube.com/channel/UC5S_skAvSgjSjx7-XW1KjAw
VEHBİ AKŞİT

Vehbi Akşit Çekmeköy Müftüsü

Kategoriler
Site Haritası
ŞİFÂ-İ ŞERİF DERSLERİ




Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.185534.3225
Euro37.021537.1698
Aile Hayatı

Fransızca Site

İngilizce Öğreniyorum
Kaleiçi Camii sanal tur
Adım Adım Hac
İbrahim Halveti
ibrahim halveti
Vav ve Elif

Ramazan'da Mukabele-Dr. Durak Pusmaz

Ramazan’da Mukabele
Dr. Durak Pusmaz

2006 - Ekim, Sayı: 248, Sayfa: 016

Ramazan ayına mahsus güzel ibadetlerimizden biri de mukabele geleneğidir. Dilde mukabele karşılaşmak, yüz yüze olmak, karşılıklı okuyup tatbik etmek, aslı ile başkasını karşılaştırmak, aralarındaki farkı ortaya çıkarmak için metinleri mukayese etmek gibi anlamlara gelir.
Dini geleneğimizdeki anlamı ise, Ramazan ayında hafızların cemaat huzurunda Kur’an-ı Kerimi okumaları, daha doğrusu bir veya birden fazla hafızın sıra ile Kur’an-ı Kerim’i ezbere okumaları, cemaatten okuma bilenlerin Kur’an’dan, bilmeyenlerin de sadece dinlemek suretiyle takip etmeleri demektir.
Mukabele, Kur’an tarihi ile ilgili bir terim olup temeli asr-ı saadete, Peygamber efendimizin mutlu asrına dayanmaktadır.
Bilindiği gibi Kur’an-ı Kerim Peygamber efendimize Mekke yakınlarındaki Hira mağrasında Ramazan ayı içerisinde inmeye başlamış, ama birden topluca inmemiş, yirmi iki küsür sene içerisinde peyderpey, ayet ayet inmeye devam etmiştir.
Vahyi, diğer bir ifade ile Kuran’ı Peygamber efendimize Cebrail (a.s.) getiriyordu. Peygamber Efendimiz de inen Kur’an ayetlerini hem ezberliyor, hem de vahiy katiplerine yazdırıyordu. Diğer taraftan inen Kur’an ayetlerini ashabına tebliğ ediyor, namazda, hutbelerinde ve sohbetlerinde okuyordu. Böylece Kur’an iki yolla; hıfız ve yazı ile korunmuş oluyordu. Kur’an’ın ilk hafızı Peygamber efendimiz idi, o, seyyidü’l-huffâz/hafızların piri idi.
Ayrıca Cebrail (a.s) her sene Ramazan ayında, bir rivayette her Ramazan gecesinde gelir, sene içerisinde inen Kur’an ayetlerini Hz. Peygamber (s.a.v) ile mukabele eder/ karşılaştırırdı. Hz. Peygamber Kur’an âyetlerini okur, Cebrâil (a.s.) dinlerdi ki, buna, hadis-i şeriflerde de geçtiği üzere “arz” denirdi. Aynı âyetleri, mukayese için, bir de Cebrâil (a.s) okur, Peygamber Efendimiz dinlerdi ki buna da “mukabele” denir.
Ashabın alimlerinden Abdullah İbn Abbas (r.a.) bu konuda şöyle demiştir:
“Rasûlüllah (s.a.v.)’insanların en fazla cömert olanı idi. Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil (a.s.) karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil (a.s.) Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Resûlullah (s.a.v.) ile buluşur, Resûlullah (s.a.v.) ona Kur’ân’ı arzeder/ okurdu. Resûllüllah (s.a.v.) Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgardan daha cömert ve daha faydalı olurdu.”1
Hadis-i şeriften her sene Ramazan ayında Cebrâil (a.s.)’ın Peygamber Efendimize geldiği ve Ramazan sonuna kadar her gece, o zamana kadar inen Kur’an’ın bölümlerini mukabele ettikleri, bunun neticesinde de zaten cömert olan Peygamber Efendimizin cömertliğinin daha da arttığı anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimizin vefat ettiği Ramazan ayında ise bu arz ve mukabele olayı iki kere olmuştur. Nitekim bu konuda Hz. Fatıma validemizden şöyle rivayet edilmiştir:
“Babam Nebî (s.a.v.) bana gizlice şöyle söyledi: Her sene Cibril benimle Kuran’ı bir kere mukabele ederdi. Bu sene iki defa mukabele etti. Öyle sanıyorum ki (kızım) ecelim yaklaşmıştır.”2
“Hz. Fatıma yürüyerek geldi. Onun yürüyüşü Resûlullah (s.a.v.)’in yürüyüşünü andırırdı.
Resûlullah “merhaba kızım” buyurduktan ve onu sağ veya soluna oturttuktan sonra kendisine gizlice bir şey söyledi, Fatıma ağladı. Ben ona niçin ağladığını sordum.
Derken Resûlullah (s.a.v.) ona gizlice bir şey daha söyledi, bu defa da Fatıma güldü.
Ben: “Bugünkü gibi gülmenin ağlamaya, sevinmenin üzülmeye bu derece yakın olduğunu görmedim.” dedim ve Fatıma’ya babasının kendisine ne dediğini sordum. Fakat Fatıma:
“- Resûlullah (s.a.v.)’in sırrını ifşa edecek değilim.” dedi.
Resûlullah (s.a.v.) vefat edince yine sordum. Bu defa Fatıma:
“- Babam bana gizlice dedi ki: Her sene Cibril benimle Kuran’ı bir kere mukabele ederdi. Bu sene iki defa mukabele etti. Öyle sanıyorum ki artık ecelim yaklaştı. Bana ehl-i beytimden ilk kavuşacak olan sen olacaksın.” dedi, ben de ağladım. Bunun üzerine bana: “Sen cennet kadınlarının en faziletlisi olmak istemez misin?” buyurdu, ben de güldüm.”3 dedi.
Her sene Ramazan ayında gerçekleşen bu arz ve mukabele neticesinde;
Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği şekliyle muhafazası,
Ayet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tespiti,
Mübarek Ramazan ayının Kur’an okuyarak değerlendirilmesi sağlanmış oluyordu.
Zaten Kur’an-ı Kerim Yüce Allah’ın koruması altındadır, hiçbir tahrife uğramaksızın kıyamete kadar Peygamber efendimize indiği şekliyle aslını muhafaza edeceğini Yüce Rabbimiz garanti etmekte olup:
“Muhakkak Kuran’ı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.”4 buyurmuştur.
Bu konu Hz. Aişe validemizden de şöyle rivayet edilmiştir:
İşte memleketimizde ve diğer İslam aleminde Ramazan ayında okunan mukabele geleneğinin aslı yukarıda kaydettiğimiz Asr-ı saadetteki uygulamaya dayanmaktadır.
İmam A’zam hazretleri de bu uygulamayı esas alarak şöyle demiştir: “Senede iki defa Kur’an’ı hatmetmeden kimse onun hakkını eda etmiş olur. Çünkü Peygamber efendimiz vefat ettiği sene Cebrâil (a.s.)’a Kur’an’ı iki defa arzetmiştir.5
Kur’an-ı Kerimi okumayı biliyorsak Ramazan ayı boyunca hatmetmeye çalışmalıyız. Vaktimiz varsa cami ve benzeri yerlerde okunan mukabeleleri dinlemeliyiz. Çünkü Kur’an-ı Kerimi okumak sevap olduğu gibi dinlemek de sevaptır.
Yeri gelmişken şunu da belirtelim ki, Kur’an-ı Kerimi sadece Ramazan’da değil, her zaman okumak ibadet olup sevaptır. Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerinde:
“Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa ona bu sebeple bir hasene/sevap verilir. Hasenenin karşılığı ise on mislidir. Size elif lâm mîm bir harftir demiyorum, fakat elif bir harftir, lâm bir harftir ve mîm de bir harftir.”6 buyurmuştur.
Hadis-i şeriften Kur’an-ı Kerimi okumanın çok sevap olduğunu, hatta her harfine on sevap verileceğini öğreniyoruz. Bu arada, on bir ayın sultanı olan Ramazan ayında Kur’an okumanın sevabının daha da çok olacağını belirtelim.
Kur’an okumak veya dinlemek insana kalp huzuru, gönül ferahlığı verir. Kıyamet gününde de kendisi için bir nur olur. Nitekim Allah Resûlü (s.a.v.): “Kim Allah’ın kitabından bir âyet dinlerse onun için kat kat sevap yazılır. Kim de onu okursa kıyamet günü onun için bir nur olur”7 buyurmuştur.
İçerisinde Kur’an okunan eve nur yağar, hayrı, bereketi bol olur. Nitekim Kâinatın Efendisi hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurmuştur:
“Evlerinizde Kur’an-ı Kerimi çok okuyunuz. Çünkü içerisinde Kur’an okunmayan evin hayrı bereketi az olur, şerri çok olur ve ev halkına kasvet verir.”8
“Gök yüzündeki yıldızlar yer halkına göründüğü gibi, içerisinde Kur’an okunan ev de gök ehline görülür.”9
Hele Kur’an-ı Kerimi okuyup müzakere etmek için bir araya gelmenin ayrı bir bereketi, ayrı bir zevki, ayrı bir hazzı vardır. Çünkü Yüce Rabbimizin sonsuz rahmeti onları kaplar, melekler de etraflarını kuşatırlar. Peygamber efendimiz bunu bir hadis-i şerifte şöyle belirtir:
“Her hangi bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır da Kur’an-ı Kerim’i okurlar ve aralarında müzakere ederlerse mutlaka, üzerlerine kalp huzuru, gönül ferahlığı iner. Allah’ın rahmeti kendilerini kaplar, melekler kendilerini kuşatır ve Allah da onları kendi katındakiler içerisinde anar.”10
İşte bütün bu özellik ve güzelliklerinden dolayı yurdumuzda mukabele geleneği dün olduğu gibi bugün de Ramazan ayında camilerimizde, evlerimizde ve hatta radyo ve televizyonlarımızda devam etmektedir.
Dipnotlar: 1) Buhârî, Savm, 7; Müslim, Fedâil, 50; Nesâî, Sıyam, 2, 2) Tecrîd-i Sarih Tercemesi, Hadis no: 1767, 3) Buhârî, Menâkıb, 25 (IV, 248), 4) Hicr Sûresi, 15/9, 5) bk. ez- Zerkeşî, el-Burhân fî ulûmi’l-Kur’ân, I, 471, 6) Tirmizî, Sevâbü’l-Kur’an, 16, 7) bk. Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 341, 8) en-Nebhânî, el-Fethu’l-kebîr, I, 209, 9) en-Nebhânî, el-Fethu’l-kebîr, I, 491,10) Müslim, Zikr, 38

Yorumlar - Yorum Yaz
30 Cüz ve Mesajlar
Ses Gazetesi Yazılarım
Hadislerle İslam
Günlük Program
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam411
Toplam Ziyaret3685363

Uymazsan Trafige

Dini Bilgiler
Google Translate
Her Güne Bir Ayet ve Hadis

Siyer Araştırmaları Merkezi



İslam Ansiklopedisi
Hava Durumu
Diyanet Namaz Sitesi
Diyanet PDF
Kuran Elif Bası